Çökme Sanatı Üzerine (ordan çıkan vızıltılar vol.1)

Çökme Sanatı Üzerine (ordan çıkan vızıltılar vol.1)

6 Nisan 2010 Salı

:)

Eski bir dosttan haber aldım, yüzüm güldü. sımsıkı sarıldım onun hınzır ama içten dizelerine. okudum gülümsedim, okuyacam tekrar gülümseyecem ama ilki kadar beklenmedik değil, daha çok düşünceler içinde. kendimi yalnız hissediyorum. az sayıda arkadaşım var zaten ama keşke hiç olmasaydı...asla birbirini tam olarak anlayamayacak insanların sürekli bir araya gelme çabası. insan yada hayvan bencildir. hep birşey ister. sevmek ister bazende sevilmek ,dövmek ,kırmak ,öldürmek ,okşamak,yalamak... düşünmesi yeter bazen bir şeyi istemesi için yani en azından benim için öyle yada gözlemlerim o yönde, tabiki herşey okadar basit değil yoksa bir filozof düşüncesini iletmek(yada boşaltmak) için bir kitap yazmazdı.

neyse bu haber beni kendime getirdi, özlemimi giderdi bazı ŞEYlere. gerçeğin tekrarlanması hoşuma gitti. niye bu kadar sövdüysem arkadaşlığa oysa en değer verdiğim şeydir dostluk, komik:DD hala bir düşünceler çöplüğüyüm...

5 Nisan 2010 Pazartesi

...

özledim. geleli 2 ay oldu galiba. hala aklımdaki düşünceler oturmamış. sanki her bilgi kafamda ve amacımda dilimin ucunda ama bi türlü ulaşamıyorum. nasıl yaşamalıyım, niye yaşamalıyım. var olmaktan zevk almıyor değilim ama bu güne kadar yapılan beyin yıkamalarıda bende büyük bir iz bıraktılar; onları elimin tersiyle bir kenara atamıyorum. alıp başımı çekip gidemiyorum. her yerimden görünmez bağlarla sarılmışım. sevdiğim kadar sevildiğimden de emin olmak istiyorum. evet şu an camel dinliyor ve duygularıma göre yazıyor olabilirim ama rasyonel olmaktan bıktım. bu güne kadar duygusuz yaşadım kendimi hep durdurdum disipline ettim ve peki elimde ne kaldı; beş para etmez bir bilgi yığıntısı. herşeyi öğrenmeye çalışan bir aptala dönüştüm. bilgi bilgi bilgi. ne bokuma yarayacaksa. neden hep farklı olmaya çalıştım. aslında galiba ne kadar farklı olmaya çalışsamda sıradanlıktan kaçamadım çünkü davranışlarımın hepsinin temelinde yaşıtlarımında sahip olduğu içgüdüler yatıyordu. ben sadece aynı yere giden farklı bir yol seçtim. keşke bunların hiç biri olmasaydı, ne televizyon, ne kitaplar, ne bilgisayar nede modernist herhangi bir şey. işte ozaman gerçek BEN var olabilirdi ama şuan sadece çevremdeki uyarıcıların bir ürünüyüm...dolayısıyla özledim.